| NGİLİZCE KALIP CÜMLE | TÜRKÇE KARŞILIĞI |
| Alright, sir. | Peki, efendim. |
| Calm down, please. | Sakinleş, lütfen. |
| Can I have your name/birthday/phone number, please? | Adınızı/doğum gününüzü/telefon numaranızı alabilir miyim? |
| Can you hold on a moment? | Biraz bekleyebilir misiniz? |
| Can you say it slowly, please? | Yavaş söyleyebilir misiniz lütfen? |
| Certainly, sir. | Tabii ki, efendim. |
| Could I speak to Peter? | Peter ile konuşabilir miyim? |
| Could you repeat that please? | Tekrarlar mısınız lütfen? |
| Could you speak louder, please? | Daha sesli konuşabilir misiniz lütfen? |
| Could you tell her to contact with me? | Ona benimle iletişime geçmesini söyleyebilir misiniz? |
| Could you tell him to call me back today? | Beni bugün geri aramasını söyleyebilir misiniz? |
| Don’t hang up the phone. | Telefonu kapatma. |
| Excuse me? | Affedersiniz |
| For English, please press nine. | İngilizce için dokuza basın. |
| Hang on a minute. | Bir dakika bekle. |
| Have a good flight. | İyi uçuşlar. |
| Have a nice day. | İyi günler |
| He isn’t available at the moment. | O şu an müsait değil. |
| How do you keep in touch with your friends? | Arkadaşlarınla nasıl iletişim kurarsın? |
| How do you spell your name and surname? | Adınızı ve soyadınızı nasıl heclersiniz/harf harf kodlarsınız? |
| How may I help you? | Size nasıl yardım edebilirim? |
| I beg your pardon? | Affedersiniz |
| I can’t hear you well. | Sizi pek iyi duyamıyorum |
| I don’t want to answer it. | Buna cevap vermek istemiyorum. |
| I have to finish the conversation. | Konuşmayı sonlandırmak zorundayım. |
| I need your help. | Yardımına ihtiyacım var. |
| I think he is talking with someone else. | Sanırım o başkasıyla konuşuyor. |
| I want to come. | Gelmek istiyorum. |
| I will call you later. | Seni sonra arayacağım. |
| I’ll tell him when he gets back. | Döndüğünde ona söyleyeceğim. |
| I’m writing it down. | Not alıyorum. |
| I’d like to make a reservation. | Rezervasyon yapmak istiyorum. |
| I’ll check it. | Onu kontrol edeceğim. |
| I’ll get back in a minute. | Bir dakika içinde döneceğim. |
| I’ll put you through to the headmaster. | Sizi müdüre bağlayacağım. |
| I’ll talk to you soon. | Birazdan seninle/sizinle konuşacağım. |
| I’m afraid Peter isn’t at home. | Ne yazık ki Peter evde değil. |
| I’m not sure. | Emin değilim. |
| I’m sorry to hear that. | Bunu duyduğuma üzgünüm. |
| I’m sorry. | Üzgünüm. |
| I’m terribly sorry. | Son derece üzgünüm. |
| Is James there? | James orada mı? |
| It must be important. | O önemli olmalı. |
| It’s urgent. | O acil. |
| It’s a bad line. | Hat bozuk/kötü. |
| Keep calm. | Sakin ol. |
| Let’s go on chatting. | Konuşmaya devam edelim. |
| May I help you? | Size yardım edebilir miyim? |
| May I speak to him? | Onunla konuşabilir miyim? |
| My phone is ringing. | Telefonum çalıyor. |
| My teacher is calling. | Öğretmenim arıyor. |
| Pardon me? | Efendim, affedersiniz. |
| Please, hang on. | Lütfen bekle. |
| Repeat it, please! | Tekrarla lütfen. |
| Say it again, please! | Tekrar söyle lütfen. |
| Single or return? | Tek yön mü gidiş dönüş mü? |
| Sorry! What did you say? | Affedersin.Ne dedin? |
| Take care. | Kendine iyi bak. |
| Thanks for calling. | Aradığın için teşekkürler. |
| The doorbell is ringing. | Kapı zili çalıyor. |
| Wait a minute, I’ll take a note. | Bir dakika bekle, not alacağım. |
| We are looling forward to seeing you. | Seni/sizi görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. |
| We’ll meet next Saturday. | Gelecek Cumartesi görüşeceğiz. |
| We’ll meet up later. | Sonra görüşeceğiz. |
| What is the invitation about? | Davet ne ile ilgili? |
| what’s your phone number? | Telefon numaran nedir? |
| What’s up? | N’aber? |
| When will he be back? | O ne zaman dönecek? |
| Who is the inviter? | Davet eden kim? |
| Why don’t you join me? | Bana neden katılmıyorsun? |
| Would you like to join me? | Bana katılmak ister misin? |
| Would you like to leave a message? | Mesaj bırakmak ister misin(iz)? |
| Yeap, see you there. | Evet orada görüşürüz. |
| You must confirm your reservation. | Rezervasyonunuzu onaylamalısınız. |
| You’re welcome. | Önemli değil, rica ederim. |
Yorumlar
Yorum Gönder